MythoAnarkhia / Mnemosyne
Mnemosyne

Mnemosyne estas la diino de la memoro. Ĉi tiu paĝo estas la memoro de MythoAnarkhia. Ĉi tie, ĉiu vorto estas spuro, kaj ĉiu spuro estas direkto.

Mitoloji, binlerce yıl boyunca tanrıların, kralların, düzenin ve buyruğun sesi olarak okundu. Destanlar, devletler için yazıldı. Kahramanlar, tahtı korumak için yüceltildi. Oysa her mitin içinde bir çatlak vardı: emir almayan, yön çizdirilmeyen, zinciri sorgulayan bir figür. İşte biz, bu çatlaklara bakıyoruz.

Biz, mitleri sadece anlatılar olarak değil, içlerindeki başkaldırıyı diriltmek için yeniden okuyoruz.

Bizim için Akhilleus, bir komutana itaatsizlik eden askerdir.
Prometheus, bilgiyi tanrılardan çalıp halka veren anarşisttir.
Antigone, devletin yasasını vicdanın yasasıyla delen bir isyan metnidir.

Biz, mitleri tanrılardan geri alıyoruz.

Neyi Reddediyoruz?

  • Mitolojiyi ulus-devlet romantizmine indirgeyen okumaları.
  • Tanrıları otoritenin, kaderi teslimiyetin simgesi yapan yorumları.
  • Antik dünyayı bir “altın düzen” nostaljisiyle idealize eden yapıları.
  • Mitolojik karakterleri kahramanlaştırırken onları politik öznesizlik içinde sunan sistemleri.
  • Direnişin tanımını sadece modern mücadelelerle sınırlayan, köklerini mitolojik bilinçten koparan tarih anlayışını.

Neyi Savunuyoruz?

  • Mitlerin içindeki bireysel irade anlarını yeniden keşfetmeyi.
  • Her mitin yeniden yazılabilir, dönüştürülebilir olduğunu.
  • Mitolojiyi bugünkü özgürlük mücadelelerinin arşetipsel hafızası olarak görmeyi.
  • Her otoriteye karşı “hayır” diyen karakterin birer mythoanarkhia ögesi olduğunu.
  • Doğaya, bedene, dile ve yaşama ait olanın tanrısal buyruğa karşı savunulmasını.

Nasıl Yazıyoruz?

  • Mitleri tersinden okuyoruz.
  • Alternatif sonlar kuruyoruz.
  • Replikleri bugüne çeviriyoruz.
  • Tanrıları düşürüyor, halkı konuşturuyoruz.
  • Mitleri efsane değil, araca dönüştürüyoruz.
  • Her yazı bir isyan tohumu. Her figür, içimizdeki özgürlüğün yankısı.

Kime Yazıyoruz?

  • Aidiyeti değil, varoluşu seçenlere.
  • Takip etmeyen, yol açanlara.
  • Krala değil, kral fikrine karşı olanlara.
  • Kralın çıplaklığını değil, neden var olduğunu sorgulayanlara.
  • Ne batıdan ne doğudan; içerden, aşağıdan ve yukarıdan konuşanlara.

Son Söz

Bu bir anlatı değil, karşı-anlatı.
Bu bir inanç değil, şüphe kültürü.
Bu bir yol değil, kendi yolunu açma çağrısı.
Biz tanrılarla pazarlık etmeyeceğiz.
Biz zincirli kahramanları yazmayacağız.

Çünkü mitler, krallar için değil,
onları var eden fikri yok etmek isteyenler içindir.

Bu bir yayın değil, bir duruş alanıdır.
Bu bir topluluk değil, bir yankıdır.
Burada lider yoktur; sadece ilkeler vardır.

Mitoanarkhia, mitosun otoriteden özgürleşmesidir.
O, geçmişi anlatmak için değil, anlatının kendisini özgürleştirmek için vardır.
Tarihi belge değil, mitosu yorum olarak görür.
Kolektif birikimin, iktidarsızca yankılandığı bir düşünsel zemin oluşturur.

Burada uluslara yer yoktur, çünkü anlatılar sınırlardan daha eskidir.
Katılımcının pasaportu, dili, cinsiyeti ya da ideolojisi sorulmaz.
Kimlik değil, katkı önemlidir.
İsim değil, iz kalır.

Akademik sterilizasyona, kültür endüstrisinin metalaştırıcı diline karşıdır.
Mitos, müze değil; yaşayan bir bedendir.
Anlatı, tüketilmez – açılır, çatallanır, çoğalır.

MythoAnarkhia'da yön vardır, lider yoktur.
Yön, fikirle belirlenir; kişilerle değil.
Katkı sağlayan herkes, eşit uzaklıktadır birbirine.
Ama yazıların yönü, zemin üzerindeki izlerle belirir.

Bu yapının dili de ideolojiktir:
İngilizce'nin kültürel baskınlığına karşı, varsayılan dil Esperanto'dur.
Ama her dilin gövdesi vardır bu zeminde.
Manifesto, çok dillidir – çünkü her mitos, çok dilli doğar.

Burada üyelik, bir iz bırakma biçimidir.
İsteyen geçici, isteyen kalıcı kimlikle katkı sağlar.
Ama her katkı, bu kolektif mitosa yeni bir damar açar.

“Mit değil, mitos. Bilgi değil, anlatı. Tarih değil, yorum.”
“Dil bir seçim değil, bir eşitleme aracıdır.”

Mitoanarkhia bir ekol değil, bir izdir.
Bu izde yürümek isteyenler, buradadır.